Ana teması “İklim Değişikliği ve Ağaç Göçü” olan sempozyumda Yunanistan, İtalya, Bulgaristan, Rusya, Makedonya, Kazakistan, İran, Fas, Azerbaycan, Pakistan ve Gürcistan'dan gelen 230 bilim adamı sunumu yapacak. 
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Sempozyum Yönetim kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan Oktan, hızlı nüfus artışının doğanın dengesini olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, “İnsanlığın temel sorunları içinde yer alan iklim değişimi ve ağaç göçü sempozyumumuzun ana teması olarak belirlenmiştir. İnsan oğlunun var oluşundan itibaren doğanın bir parçası olarak yaşamış doğanın dengelerine uyumlu olarak hareket etmiştir. Ancak Dünyadaki hızlı nüfus artışı bu dengeyi doğa yine değiştirmiş ve gün geçtikçe daha artan oranlarda değiştirmeye devam etmektedir. Bunun en önemli göstergeleri olarak da iklim değişikliği karşımıza çıkmaktadır. Unutulmamalıdır ki uygarlık insanın doğa ile uyum içinde yaşaması ile gerçekleşebilir. Bunu başarabilmek için de doğaya karşı savaşı kazanabilmek için baştan yenilgiyi kabul etmememiz gerekiyor. Çünkü bir gün doğa ölürse bizlerde mutlaka öleceğiz. Çevre sorunlarıyla başa çıkmak sadece ormancıların ya da çevre mühendislerinin sorumluluğunda değildir. Bu aynı zamanda edebiyatın, sosyolojinin, felsefenin, psikolojinin de içinde yer aldığı bir çok sosyal bilimleri de kapsamakta. Bu sorunların çözümü ancak disiplinler arası iş birliği ile gerçekleşebilir” dedi.

"Suyumuz, havamız artık eskisi gibi kadar temiz değil"
KTÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Gürsel Çolakoğlu da günümüzde artık havanın ve suyun eskisi kadar temiz olmadığını ifade ederek, “Eski zamandan günümüze 4 elementten bahsedilir; Su, toprak, hava ve ateş. O kadim zamanlardaki su maalesef bugün o kadar temiz değil, toprak ta öyle, hava da öyle. Ateş de değişti. O çağların enerji kaynağı birinci sanayi devriminde maden kömürü ile birlikte makineleşmeye döndü. Vahşi bir şekilde doğa kirletildi. İkinci sanayi devriminde ateş yerini elektriğe, petrole ve çeşitli kimyasallara bıraktı. Makineleşme, endüstrileşme devam etti. Üçüncü sanayi devriminde yine maden kömürü vardı yine elektrik yine petrol. Ancak endüstriyelleşme, elektronik, bilgisayar, iletişim yöntemleri de otomasyona tamamen geçmişti. 2010 yılından beri ise dördüncü sanayi devrimini konuşuyoruz. Bu dördüncü sanayi devrimi ya da yeni çağ, adına dijital çağ diyelim adına diğer üç sanayi devrimi gibi toprağı suyu ve havayı vahşice kullanıp kirletmez” diye konuştu.