Ak Parti Trabzon Milletvekili Av.Salih Cora’dan önemli açıklamalar

10 Mayıs 2020 Pazar 11:14
Ak Parti Trabzon Milletvekili Av.Salih Cora’dan önemli açıklamalar

AVRUPA SEFİLLERE OYNAMAKTADIR
Koronavirüsle mücadele sürecini değerlendiren Milletvekili Av. Salih Cora, “Çok zor bir süreç yaşıyoruz. Dünya bu virüsün sıkıntısını fazlasıyla hissediyor. Türkiye olarak mart ayının başından itibaren milli birlik ve beraberlik duygusu ile seferberlik halindeyiz. Bu virüse karşı Dünya’nın gelişmiş ülkeleri bile sefillere oynamaktadır. Fransa, İtalya, Almanya çökmüş, ABD ne yağacağını şaşırmış. İngiltere’nin Başbakanı entübe olmuş. Ama Türkiye çok şükür 58 ülkeye yardımda bulunabilecek bir durum içerisindedir. Sağlık sistemimizin güçlü olması, sağlık altyapımızda sorun yaşamamamız, bütün vatandaşlarımızın genel sağlık sigortasından yararlanması, doktor, sağlık personeli ve tıbbi malzeme konusunda eksiğimizin olmaması ne kadar güçlü olduğumuzun göstergesi. Bir taraftan bununla mücadele ederken, bir taraftan da milletimizle dayanışma ruhu içerisinde ezber bozan işlere imza atıyoruz. Üretimin askıda olduğu, sürekli tüketimin kontrol altına alınmaya çalışıldığı, yaraların sarılmaya çalışıldığı çok zor bir süreç yaşıyoruz. Şu anda 3,5 milyon kişi kısa çalışma ödeneğinden faydalanmış. Trabzon’da 5000’in üzerinde firma kısa çalışma ödeneğine başvurmuş. 34 milyon TL ödeme yapılmış. Bu muazzam bir rakamdır. Ülke genelinde şu ana kadar 4,5 milyon kişiye 1000’er TL ödeme gerçekleştirildi. Sadece Trabzon özelinde 1 milyon 300 bin maske dağıtımı gerçekleştirdik. Daha az mağduriyetle bu süreci atlatmanın çabası içerisindeyiz” dedi.

11 MAYIS ÖNEMLİ BİR TARİHTİR
Normalleşme sürecini de değerlendiren Milletvekili Cora, “Bu sürecin 1 yıl devam etmesi halinde hiçbir ülkenin ekonomisi bunu kaldırmaz. Biz çok şükür şu anda iyi gidiyoruz. Böyle durumda bazı sektörlerde esneme olması gerekiyordu. Bunu sağlamak zorundaydık. Ama bu virüs tamamen kontrol altına alındığı için esneme yapıldığı anlamına gelmesin. Belli bir plato sağlandı. İyileşme oranları yükseldi, vefat oranları düştü, entübe hasta sayımız azaldı. Bundan dolayı esneme oldu ama bu bizi rehavete sürüklememeli. Ne zaman alışkanlıklarımızı unutmaya çalışırız işte o zaman süreç normalleşir. Eskisi gibi sosyal ortamlarda çok fazla bulunabileceğimiz dönemi kısa sürede göremiyorum. Özellikle virüsün aşısı bulunmadan eskisi gibi bir sosyal düzeni tekrar kurulabileceğimizi kafamda kurgulayamıyorum. Bundan sonra her zaman stresli, sıkıntılı süreci yaşayacağız. İnşallah birlik ve beraberlik içerisinde süreyi kısaltırız. 11 Mayıs önemli bir tarihtir. Biz kurallara uyarsak ve 11 Mayıs’tan itibaren salgınla mücadelemiz beklediğimiz gibi seyrederse esneme alanlarını daha da genişletebiliriz. Ümit ediyorum ki Temmuz ve Ağustos ayında daha normal bir döneme ulaşırız ve sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz. Sağlık Bakanlığımızın ve bilim kurulumuzun verdiği tavsiyeleri yerine getirmek kaydı ile” diye konuştu.

BİLDİĞİNİZ BİRŞEY VARSA, KULAĞINIZA KİM NE ÜFLEDİYSE DURUŞUNUZU ORTAYA KOYUN
CHPli Milletvekilleri tarafından hükümeti darbe imasında bulunduğunu da ifade eden Cora şunları söyledi: “Aslına bakılırsa bunlar şu anda ülkemizin gündeminde olmaması gereken konular. Ülkemiz darbelerden çok büyük sıkıntılar yaşadı. Darbeler bizi hep geriye getirdi. Türk demokrasisi açısından çok hatırlamak istemediğimiz olaylar. 6-7 ay önce ABD orjinli düşünce kuruluşunun Türkiye’deki darbe dinamikleri ile ilgili öngörüleri olmuştu. Buna çok ihtimal vermiyoruz. Çünkü şu anda daha kontrol edilebilir bir yapı var. Ancak bu söylemlerin belirli dış güçler tarafından dile getirilip ardından CHP ve İYİ Parti temsilcilerinin IMF yetkilileri ile otel lobilerinde görüşmeleri manidardır. Türkiye ne zaman birlik ve beraberlik noktasında kenetlendiği dönemler yaşamışsa bu söylemler ortaya çıkıyor. Biz de bunu tesadüf olarak değerlendirmiyoruz. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel 15 Temmuz gecesi TBMM’ye gelerek orada darbeye karşı olduğunu beyan etmiş bir kişidir. Anı şeyi İstanbul İl Başkanları açısından söyleyemem. Yaşanan gelişmelerin ardından ‘ya gideceksiniz ya gideceksiniz’ söylemleri doğru değildir. Yakın zamanda seçim yok, partimize açılmış bir kapatma davası yok, milletvekillerimiz bir başka partiye geçmiyor, siyasi manada olağanüstü bir durum yok. Böyle bir durumda ‘sarayı başınıza yıkacağız, bu hükümet meşru değildir, yakında gideceksiniz, bürokratlar siz korkmayın, işadamları siz haddinizi bilin, basın yayın kuruluşlarını kapatacağız, az kaldı’ şeklindeki söylemler ve imalarda bulunulması, ardından bazı basın yayın kuruluşlarında Adnan Menderes ile Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının yan yana konulup ‘Makus talihten kaçış yok’ gibi söylemler darbe imasından başka bir şey değildir. Bildiğiniz bir şey varsa, kulağınıza üflenen bir şey varsa, biraz olsun bu ülkeyi seviyor ve demokrasiye inanıyorsanız duruşunuzu ortaya koymalısınız. Sonuçta Türkiye AK Parti’nden ibaret değildir. AK Parti bir siyasi partidir. Ondan daha önemli ve anlamlısı milli iradedir. Bizim milli iradeye karşı sadakat yükümlülüğümüz ve yeminimiz vardır. Bu manada milletvekillerinin bu dili kullanmalarını yadırgıyorum. Bunların, özellikle Türkiye’nin salgın hastalıkla mücadele noktasında ortaya koyduğu irade, dünyada yaklaşık 60’a yakın ülkeye yardımda bulunması, bütün dünyada teveccühe mazhar olması, milletimizin bunu takdirle karşılaması, kriz yönetme kabiliyetinin üst düzeyde olması ve tekrar AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın karşılığının oluşması nedeniyle diğer tarafta siyaset üretme alanlarının daraldığı için siyasi çığırtkanlıkları ile beraber Türkiye’nin gündemini karamsar bir tabloya evirmeye çalışmaktadır. Milletimiz bunlara itibar etmemeli. Kim bu tür açıklamalarda bulunuyorsa haklarında yasal işlerler başlatılıyor. Nereden bunların kulaklarına üflenmişse artık hukuk önünde hesap vermelerini temenni ediyoruz.”

AĞBABA’NIN YAPTIĞI TÜRKİYE’NİN ÜRETİM POTANSİYELİNE SUİKAST GİRİŞİMİDİR 
CHP Milletvekili Veli Ağbaba’nın Selçuk Bayraktar hakkındaki iddialarına da tepki gösteren Milletvekili Cora, “Trabzon’daki CHPlileri tanıyoruz. Onların vatanına, milletine, bayrağına yaklaşımlarını biliyoruz. Ama CHP’nin içerisinde kontrol edilemeyen bir yapı ar. Veli Ağbaba gibi yerli ve milli olan her şeye karşı çıkan, bir başarı karşısında her şeyi karalama çabasında olan bir zihniyet var. Türkiye’nin Orta Doğu’da bütün dengeleri değiştirdiği, terörle mücadele noktasında ezberleri bozduğu, bu başarının ortaya koyulmasında üretmiş olduğu İHA ve SİHA’lar ile katkı sağlayan T3 Vakfı’nın sahibi Selçuk Bayraktar’ı asılsız iddialarla, iftiralarla karalamaya çalışmak, hakkında istifhamlarda bulunmaya çalışmak en hafif tabiri ile çok cehaletçe bir davranıştır. Hatta bunu cehaletin ötesinde Selçuk Bayraktar’ın kişilerin motivasyonunu bozma amacı güden bir ihanet olarak değerlendiriyorum. Selçuk Bayraktar vatan, millet sevdalısı bir kardeşimiz. Adeta bir destan yazıyor. İHA ve SİHAlar ile teröre kök söktürüyor, terörün belini büküyor. Gel gör ki CHP kendisini neyle meşgul ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bu vakıf arasında Deneyap Atölyeleri ile ilgili yapılmış bir protokol var. Bu vakıfa 41 milyon para aktarılmış olsaydı İBB Başkanı bir açıklama yapmaz mıydı? Kemal Kılıçdaroğlu 41 milyon nasıl yatırısınız diye bir çıkışı olmaz mıydı? Genel Başkan Yardımcısı böyle asılsız, dayanaksız, kendi belediye başkanlarının doğrulamadığı iddiayı ortaya atması tamamen siyaset fukaralığı, gaflet ve delalet halidir. Selçuk Bayraktar’ın motivasyonu bozmaya yönelik adımdır. Şiddetli bir şekilde kınıyor ve yadırgıyorum. Biz her zaman Selçuk Bayraktar’ların yanındayız. Türkiye’nin onlara ihtiyacı vardır. Bunların yerli ve milli silahlardan İHA ve SİHA’lardan rahatsızlığı vardır. İHA ve SİHA’ların başını kaldıran her bir teröristleri etkisiz hale getirmesinden dolayı büyük bir hüzün ve üzüntüleri mevcuttur. Bunların TBMM’de basın açıklamasına dahil ettikleri bir terörist o İHA ve SİHA’lar sayesinde etkisiz hale getirilmiştir. Herhalde o kişiyi çok özlediği için ona karşı sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmak amacıyla Türkiye’nin yerli ve milli üretimine karşı çamur atmaktadırlar. Aynı zamanda bunlar Türkiye’nin üretim potansiyeline karşı bir suikast girişimidir. Bunların karın ağrıları bundan kaynaklanmaktadır. Böyle bir yarıda Türkiye’ye gurur yaşatan bir kardeşimizden rahatsız olmalarının nedeni bir yerde bir mide rahatsızlıklarının olması, mide kramplarının olmasıdır. Geçmişte Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş aynı engellemelere maruz kaldı. Aynı sıkıntıları onlara yaşattılar ve projeler hep yarım kaldı. Ama bu kez başaramayacaklar. Bu sefer engelleyemeyecekler. Bizler asla yılmayacağız. Bu mücadeleyi devam ettireceğiz ve inşallah çok daha iyi noktalara geleceğiz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE İNSAN KAYNAĞI VE ÜRETİM KABİLİYETİ İLE NORMALE DÖNECEKTİR 
Şu süreçteki doların tırmanışı ile ilgili değerlendirmede bulunan Cora “Doların tırmanışı bu sürece endeksli bir durum değil. Geçmişte 24 Haziran seçimlerinden çıktıktan sonra dövizde manüpilatif gelişmeler olduğunu fark ettik. Özellikle Londra finans çevreleri odaklı bir gelişmeyi fark ettik. Türkiye’den yüklü miktarda döviz alınarak, swap işlemleri yapılarak döviz yükselmesi sağlandı. Şu anda da yaşadığımız süreci herkes görüyor. Üretim yüzde 20 düzeylerine düştü. Türkiye’nin hazırda bulunan bir parasının üretim olmadan piyasaya sokulması durumunda ister istemez kendi parandaki değer düşmeye başladı. Buna bağlı olarak dövizde yükselme oluyor. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Sağlıklı adımlar atabilmemiz hemen beklenemez. Tüm bunlara rağmen ekonomimiz güçlü durumdadır. Bu yaşanan süreç konjonktüreldir. Her şey normalleşince dolardaki ateş de sönecektir. Biraz daha zamana ihtiyaç vardır. Ekonomik olarak da olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Fabrikalar iş yerleri kapalı ama Türkiye maaşları ödemek zorundadır. Çalışanlar işten çıkmasın diye kısa çalışma ödeneği ödenmek zorundadır. Türkiye’nin Turizmden elde ettiği 60 milyar dolar civarındaki gelir bu yıl çöp olmuştur. Turizm potansiyelimiz yüksekken bu yıl böyle bir imkan olmamıştır. İhracat oranları düştü, ithalat düştü. Birçok yerdeki gelir kalemimiz askıya alındı. Böyle bir durumda direniyoruz, mücadele ediyoruz. İnanıyorum ki Türkiye insan kaynağı ve üretim kabiliyeti ile beraber 1-2 ay sonra normal sürece döndüğümüzde çok hızlı bir toparlanma yaşayacaktır” dedi.

ŞU SÜREÇTE SADECE TENİS MAÇLARI OYNANABİLİR
TFF’nin futbol müsabakalarının oynatılmasına dair almış olduğu kararı da yorumlayan Milletvekili Cora şu değerlendirmede bulundu: “Bu süreçte en fazla hassasiyet gösterilmesi gereken konulardan birisi spor müsabakalarıdır. Ben tenis dışında hiçbir spor müsabakasının uygulanabilme imkanını öngöremiyorum. TFF şu anda böyle bir karar aldı. Ben uygulanabileceği kanaatinde değilim. Bu karar zaman kazanma stratejisidir. En iyi ihtimalle Ağustos’tan önce oynanabileceğini ön görmüyorum. Ağustos’ta gelecek sezonla birleştirilecek şekilde sıkılaştırılmış bir takvimle ilk 8 hafta geçen yılın maçlarının oynanıp ardından 10 günlük bir ara verildikten sonra gelecek sezon devam edebilir. Ağustos’ta da bu olmazsa bir rızai formülle kulüplerin bir araya gelmesiyle ligin mevcut haliyle tescil edilmesi; ancak ödüllerin, primlerin kulüpler arasında bölüştürülmesi formülü üzerinde durulabilir. Şu anda tescil daha yakın bir seçenek olarak duruyor. Bu manada Türkiye diğer ülkelerde alınacak kararlar bizi de doğrudan etkileyecektir. Maçlar oynanırken takımdaki bir oyuncunun testlerinin pozitif çıkması halinde o takımdaki bütün oyuncuların karantinaya alınması gerekiyor. Bir takım karantinaya alınınca o takımın oynayacağı maçlar ertelenmek zorunda kalacak. Böyle bölük pörçük, yamalı bohça bir lig haline gelmeden, daha doğru bir karar verilmeli. Lig oynanırken tekrar iptal etmek farklı sosyal tepkilere neden olacaktır. Dolayısı ile daha sağlıklı bir karar verilmesi gerekiyor. Haziran’da yine ertelenebileceğini ya da tescil edilebileceğini düşünüyorum. TFF takımların tepkilerinden çekindiği için süre kazanmak amacıyla böyle tarih açıkladı bence. Düşünsenize; Frikik veya korner kullanırken sosyal mesafeyi nasıl koruyacaksınız. Sosyal mesafeyi koruyarak sadece penaltı atışları yapılabilir. Futbol açısından sürecin normalleşmesini zor görüyorum ama Haziran ayına kadar beklemekte yarar vardır. Yeniden değerlendirme yaparak yeni bir karar vereceklerini düşünüyorum.”

OYUNLARA KARŞI UYANIK OLACAĞIZ
Ligin tescil edilmesi durumunu da değerlendiren Cora şunları söyledi: “Trabzonspor’a karşı her zaman bir oyunlar oynanmıştır. Ayak oyunlarından çok çekmiş bir kulüptür Trabzonspor. Ancak bu oyunları yapanların eski alışkanlıklarına dair şu anda at koşturabilecekleri bir alan söz konusu değildir. Bu konuda hassas davranıyoruz. Şu anda lig bu şekilde de tescil edildiğinde virüs şampiyonu, korona şampiyonu diyecekler ve şampiyonluğumuzu gölgelemeye çalışacaklar. Dolayısı ile hakkaniyetli ve adil olan ligin tamamlanarak şampiyon olmamızdır. Benim hayal ettiğim ve istediğim budur. Tabi sağlık yönünden uygun bir ortam oluşmazsa diğer takımların da bunu kabul etmesi gerekiyor. Puan farkı olmuş olsaydı TFF daha rahat bir karar alabilirdi. Başakşehir’in yerinde Trabzonspor olsaydı ligler bu haliyle tescil edilsin diye söyleyebilir miydik pek emin değilim. Kendi pozisyonumuza göre yorumlamak yerine hakkaniyetli ve adil davranırsak daha iyi sonuçlara ulaşabiliriz. Lig oynanabilecek gibi hazır olmalıyız. Ağustosta da oynatmak mümkün olmazsa mevcut hali ile tescil ederler diye düşünüyorum. Trabzonspor’a karşı oynanacak oyunlara karşı da biz de uyanık olacağız ve onlara da fırsat vermeyeceğiz.”    

SAYIN BAKANIMIZIN VATANA, MİLLETE HİZMETLERİ DEVAM EDECEK 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa süreci hakkında da yorumlarda bulunan Milletvekili Cora, “Sayın Bakanımız Trabzon’daki bir çok yatırımın hamisi, öncüsü olmuştur. Kendisine müteşekkiriz. İçişleri Bakanı olarak da terörle mücadelede, uyuşturucu ile mücadelede, göç politikasına yönelik attığı adımlarda büyük bir başarı söz konusudur. Türkiye’de tabiri caizse nerede bir sorun ve sıkıntı yaşansa, oraya koşan ve karargah kuran, sorunları çözmek için büyük bir gayret ortaya koyan, hiçbir zaman yorulmayan bir anlayışla siyaset yapmaktadır. Bakanımız çok çalışkandır. Deprem olduğunda bir bakıyorsunuz orada çadırda kalıyor, bir sel olsa AFAD ekipleri oraya koşuyor, koronavirüsle mücadelede askerimiz, polisimiz, jandarmamız ve vefa ekiplerimiz ile birlikte kapı kapı dolaşıp vatandaşımızın bankaya gidip alacağı maaşı elden teslim ediyor, devletimizin yapacağı yardımları adreslerine giderek takdim ediyor, dolayısı ile millet odaklı siyaset icra ediyor.  12 Nisan günü Türk siyasi tarihi açısından incelenmesi gereken bir olaydır. İlk kez bir bakanımız milletimizin teveccühü ile tekrar geri dönüyor. Sayın bakanımız duygusal bir insandır. Merhametlidir. Sokağa çıkma yasağı kararının ardından yaşananlardan sonra bir sorumluluk üstleniyor. Acaba benden dolayı bir kişi hastalanırsa bu bana vicdani bir yük olur diyor. Önemli bir davranış ortaya koyarak hakikaten hiçbir kabahati ihmali olmamasına rağmen, geceleri gündüz, gündüzleri gece yapan bir anlayış ile kılı kırk yararak aldığı bir kararın bir şekilde suiistimal edilerek oluşan görüntüyü üzüntü olarak değerlendiriyor ve bir karar veriyor. Herkesin sorumluluktan kaçtığı bir dönemde çok önemli ve zor bir karar veriyor. Sorumluluğu üstüme alıp istifa ediyorum demek her siyasetçinin alacağı bir karar değildir. Milletimiz o gece kendisini bir boşlukta hissetti. Ardından virüs gelir geçer ama terörle mücadele ne olacaktı diye karamsarlığa kapılıyor ve Sayın Bakanımıza destek mesajı yağdırıyor. Cumhurbaşkanımız da İçişleri Bakanımızın istifasından yana bir tavır içerisinde hiçbir zaman olmadı. Kabul de etmedi. Milletimizin hassasiyetine ve duygularına karşılık verdi. Sayın Bakanımızın da Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu kararın ardından geri dönmesi de çok asaletli bir davranış olmuştur. Fedakarca bir davranış olmuştur. İçişleri bakanımızın gayretine çalışmasına ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı vardır. Cumhurbaşkanımıza bağlı devlet ve millet için sıdk-ı sadakatle çalışan birisidir. İnşallah bundan sonraki süreçte ülkemize, milletimize çok daha hizmetler yapacağına inanıyoruz ve her zaman yanında olduğumuzu da bu vesile ile ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

ZORLUOLU ORTAYA KOYDUĞU VİZYONU İLE TRABZON’A ÖNEMLİ HİZMETLER YAPACAKTIR
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun çalışmalarını da değerlendiren Milletvekili Av. Salih Cora, “Başkanımız seçim sonrası ilçelerin her birini ziyaret edip temaslarda bulundu. Toplumun dinamikleri ile daha fazla diyalog kurmanın arayışı içerisinde oldu. Şehrimize dair önemli projeleri merkezi hükümet ile birlikte takip etmekteyiz. Zaman zaman Ankara’ya gelerek mega projelerin sonuçlanması noktasında kurum ve bakanlık ziyaretleri yapıyoruz. Ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda Trabzon’a hayırlı ve güzel hizmetler yapacağına inanıyorum. Koronavirüs mücadelesinde başkanımız gıda, temizlik ve dezenfektan ürünlerinin vatandaşlarımıza ulaştırılması, maske dağıtılması ve nakdi yardım ulaştırılması manasında birçok adım attı. Belediyelerin gelirlerinin vergilerin düşmesi ile daha fazla düştüğü dönemde kendilerinde fedakarlık yapmıştı. Bütün belediye başkanlarımıza teşekkür ediyoruz. Milletimize, memleketimize hizmet etmeye çalışıyorlar. Murat Başkanımız bir yıldır görevdedir. Hatırlarsanız İstanbul’da bir seçim süreci yaşadık. Dövizdeki dalgalanmalar ve koronavirüsle mücadele süreci derken belediye başkanlarımızın kendilerini gösterme, hizmetlerini rahatlıkla ortaya koyabilecekleri bir ortam gelişmedi. İnşallah normalleşme ile beraber inanıyorum ki belediye başkanlarımız meziyetlerini daha iyi ortaya koyacaktır” dedi.

MEGA PROJELERİ YAKINDAN TAKİO EDİYORUZ. HİÇBİR AKSAMA YOKTUR
Trabzon’daki mega projelerle ilgili de bilgi veren Cora şöyle devam etti: “2015’ten beri deklere ettiğimi projeler konusunda ciddi gayretler ortaya koyduk. İkinci Devlet Üniversitesi için kanun gerekiyordu, kanun çıkardık. Ardından Şehir Hastanesi ile alakalı kanun çıkardık, kurulmasının önündeki engeli ortadan kaldırdık. Şehir hastanelerinin ne derece önemli olduğunu artık CHPliler bile anladı. Bu önemli yatırımı inşallah Trabzon’umuza kazandıracağız. Akyazı Stadı’nı tamamladık. Kanuni Buvarı’nın en önemli kesimi olan Yıldızlı’dan Erdoğdu’ya kadar olan kısmını tamamladık. Yatırım Adası ile ilgili önemli bir kanun çıkardık. Bu projeler kanun çıkartılarak yürütülecek olan zor projelerdir. Yüksek teknolojili ürünlerin üretileceği, uluslararası firmaların yatırım yapacağı bir Yatırım Adası inşa ediyoruz. Yaklaşık 5000 kişinin istihdam edileceği bir proje. Dolgu ihalesi gerçekleştirildi. Sondaj çalışmaları başladı. 710 günlük bir işi bitirme süresi var. Ardından diğer aşamalarına geçilecek. Demiryolu ile yüz yıldır konuşulan bir yatırımı ihale ettik. İnşallah kısa sürede projesi tamamlandıktan ve güzergah durumu netleştikten sonra yatırım programına aldırtacağız. Bu konuda kararlıyız. Milletvekili arkadaşlarımız ile kararlılıkla takip ediyoruz. Güney Çevre Yolu ile alakalı olarak eski Bakanımız Mehmet Cahit Turhan sürekli görüşüyorduk, yeni Bakanımız Adil Karaismaloğlu Bey ile de bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacağız. Akçaabat Darıca ve Yıldızlı arasındaki 1. Etabının birinci etabını yapınca Kanuni Bulvarı ile birleştirip ardından 2. ve 3. Etabının ihalesi yapılabilecek. Bu yol Trabzon’un trafik sorununu rahatlatacaktır. Projelerimizi çok yakınen takip ediyoruz. Herhangi bir aksama ve gevşeme gibi bir durum söz konusu değildir. Kentsel dönüşüm projelerimiz devam ediyor. İlçelerimiz arasındaki yol projelerini takip ediyoruz. Araklı Dağbaşı Yolu’nun projesini, Yomra Özdil Yolu’nun projesini, Arsin Başdurak Atayurt yolunun devam etmesini, Maçka, Çaykara ve şehrimizin her bir tarafındaki yatırımları takip ediyoruz.

KTÜ DOĞUYA, TRABZON ÜNİVERSİTESİ DE BATIYA BÜYÜYECEK 
Trabzon Üniversitesi’nin gelişme planı içerisinde Akçaabat’ta bir kampüs projesi olduğu gibi Çarşıbaşı, Düzköy, Vakfıkebir ve Beşikdüzü’ne dair çalışmaları olduğunu da kaydeden Cora, “Bu yıl Şalpazarı’nda büyük bir çalışma ortaya koyuyoruz. İnşallah buradaki okulu yeni eğitim öğretim sezonuna yetiştireceğiz. Aynı şekilde Beşikdüzü’nde büyük bir arsanın üniversiteye tahsisi söz konusu. Trabzon’a gelince ilçe başkanımız ile sayın rektörümüzü ziyaret edip bu konuda neler yapabilir diye istişarede bulunacağız. Çarşıbaşı ve Düzköy ilçelerimizin yüksek okul talepleri vardır. Bu konuda senatodan karar çıkmıştır. YÖK sürecini takip ediyoruz. İnşallah kısa sürede buralarda da ilçelerimizin beklediği üniversitemizin oradaki faaliyetlerinin yansımasını istiyoruz. Bu konuda bir çalışma yaptık. KTÜ’nün Trabzon’un doğusuna, Trabzon Üniversitesi’nin de batıya doğru büyümesini istiyoruz. Bu yönde bir eğilim vardır. Buna destek veren Sayın Cumhurbaşkanımıza, Bakanlarımıza ve herkese çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

DEMİRYOLU GÜZERGAHI TEKNİK BİR KONUDUR
Demiryolu projesinin son durumu ve güzergahı için de değerlendirme yağan Cora, “Demiryolu Büyüklimandan havzasından geçmesini elbette ki isterim. Geçse çok güzel olur. Ancak bu teknik bir konudur. Demiryolu 100 yıllık bir düşüncedir. O dönemlerde Erikbeli-Kürtün-Tonya-Vakfıkebir üzerinden bir hat çalışması yapılmıştı. Ancak Maçka-Gümüşhane güzergahı daha verimli görünüyor. Limana en yakın güzergahtır. Bölgemizde böyle bir yatırım olmasını arzu ederim ama en sağlıklı kararı coğrafya verecektir. Bir mühendislik tespiti ile belirlenmesinde yarar vardır” dedi. 

VAKFIKEBİR-TONYA-KÜRTÜN YOLU TONYA’YI ÇIKMAZ SOKAK OLMAKTAN KURTACAK YOLDUR
Vakfıkebir-Tonya-Kürtün Yolu ile ilgili de bilgi veren Cora, “Bu yol Tonya’nın çıkmaz sokak olmasından kurtulmasına vesile olacak olan 100 yıllık bir projedir. Esasında bunu daha önce gündeme getiren birçok siyasetçi ve belediye başkanlarımız olmuştur. Allah hepsinden razı olsun. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Yalnız bunun karayolları ağına alınması, haritasının çıkarılması, projesinin ihale edilmesi ve tamamlanma süreci bu döneme denk gelmiştir. Bu yolu Muhammet Balta vekilimiz ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımıza anlatmıştık. Ulaştırma Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu ile bu proje hakkında görüşeceğiz inşallah. Kendisine sürekli baskı yapıyoruz” diye konuştu.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.