Trabzon gazeteciler Cemiyetinde düzenlenen basın toplantısına Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in temsilcileri katıldı.Eğitim sendikaları adına açıklamayı okuyan Türk Eğitim- Sen 1 nolu Şube Başkanı Coşkun Dilber “MEB Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği ile okullarda Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri kaldırıldığına dikkat çekerek, “İçeriği tamamen bilimsel gerçeklerden uzak bir düzenlemeye gidilmiştir. Oysa ki öğrenci kişilik hizmetleri, bireysel psikolojik danışma hizmetleri eğitim sistemimizin ayrılmaz parçasıdır. MEB Tarafından hazırlanan yeni yönetmelik ile öğrenci kişilik hizmetleri yok sayılmış, yönetmelikte bir çok madde ihtiyaca cevap vermekten uzak ve bilimsellikten yoksundur. Yeni yönetmelik acemice hazırlanmış ve sahada ki gerçeklerden uzak kalmıştır” dedi. “Yönetmelik hukuk ve yasa dilinden uzak, basit bir üslula yazılmıştır” diyen Dilber, “Öğretmen ve personelden, bu elemanlar diye bahseden bir yasal düzenleme olarak eğitim tarihimizde yerini almıştır. Bilindiği gibi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı Okullarda Rehberlik Hizmetlerine personel ve uzman sağlamak için açılmış yegane lisans programıdır. Yönetmiliğin olmayan kadro ve mesleklerden dahi bahsedilirken Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü ya unutulmuş veya yok sayılmıştır” dedi. Dilber, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yönetmelik adı geçen ‘Rehberlik öğretmeni’nin hangi lisans programından mezun olunacağına dair bir açıklama bulunmamış olması, “Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık” bölümü mezunların Milli Eğitim Bakanlığına atanmalarının engellenebileceği izlemini doğurmuştur. Bu durumda bu alana kimlerin atanacağına dair endişelerimiz artmaktadır. Rehberlik uzmanı görev alanı diğer branş öğretmenlerinin yapacağı tüm görevler eklenmiştir. Nöbet, Etüt, Sınav ve Başka görevler nedeniyle Rehberlik uzmanı öğrenci ile asla olumlu, terapötik, yani karşılıklı anlaşış ve iş birliği sağlanacak iletişimi kuramayacaktır. Nöbet öğrenci ile öğretmen arasında otorite ilişkisinin bulunduğu zaman zaman çatışmaların yaşandığı bir görevdir. Bu yüzden nöbet tutan bir psikolojik danışman, öğrencilerle güvene samimiyete ve koşulsuz kabule dayalı bir ilişki kuramayacaktır. Ayrıca öğrenci ve veliler ile yapılacak görüşme ve danışmalarda zil çaldığı takdirde bu sürecin yarıda kesilmesi hizmeti kalitesini düşürecektir. Çünkü PDR kapsamında yapılan görüşme ve danışmalar bir “Sohbet” değildir. Nöbetin daha bir çok sakıncası mevcuttur. En vahim maddelerden birisi Öğrenci görüşmelerini Rehberlik Personeli izinsiz yapamacaktır. Öğrenci ile görüşmesi izne bağlanmıştır. Acil travmatik veya suç durumlarında Rehberlik personeli okul müdüründen izin alamadığı takdirde öğrenci ile görüşemeyecektir. Bunu sağlamak için okul müdürü görüşme nedenini sorulduğunda rehberlik personeli gizlilik ilkesinden ödün mü verecektir?” Yeni yayınlanan rehberlik hizmetleri yönetmeliğine en çok sevinen kesimin taciz, tecavüz, çocuk istismarcıları, kadın ve çocuk zorbaları olduğunu belirten Dilber, “Yeni yayınlanan rehberlik hizmetleri yönetmeliğine bize göre en çok sevinen kesim, taciz, tecavüzcü çocuk istismarcıları, kadın ve çocuk zorbalarıdır. Çünkü ülkemizde bu noktada ihbar mekanizması ve devlete bildirimde bu duruma maruz kalan kadın, çocuk ve diğer mağdurların devlete yegane sığınma kapısı yok edilmiştir. Oysa okullarımızda ki rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisleri sadece öğrenci merkezli değil, bütün velilere yönelik önemli düzeyde bireysel psikolojik destek hizmeti sunmaktaydı” dedi. Dilber, yönetmeliğin yeniden düzenlenmesini beklediklerini kaydederken, “En kısa sürede eğitim sistemimizin bütün paydaşlarının yer alacağı bir çalıştay düzenlemeli ve eğitim sistemimizin ihtiyaçlarına cevap veren bilimsel değerlere dayalı yeni yönetmelik hazırlanmalıdır” diye konuştu.
