Otizmde Erken Tanı ve Doğru Yönlendirme ile Başarı Oranı Daha Yüksek

01 Nisan 2022 Cuma 10:26
Otizmde Erken Tanı ve Doğru Yönlendirme ile Başarı Oranı Daha Yüksek

Çocuklarda konuşma gecikmesi, yetersiz kelime dağarcığı, ismi söylendiğinde bakmama veya göz teması kuramama gibi belirtiler görüldüğünde, aile tarafından olağan karşılanabilmektedir. Ancak bu belirtiler, Otizm habercisi olabilmektedir. Günümüzde medyadan veya farklı diğer kaynaklardan bir şekilde Otizm hastalığını duymuş olabiliriz ancak çoğumuz hala tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. 

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü aslında biraz da bunu değiştirmeyi umuyor; Otizm ile yaşayan bireyleri desteklemek ve onlara karşı anlayışı ve hayata katılımlarını teşvik etmek...

KTÜ Farabi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bahadır TURAN konuyla ilgili detaylı açıklamalar yaptı:

OTİZM NEDİR?

Tam adı Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olan Otizm hastalığında, kişilerde iki temel alanda zorluklara neden olan farklılıklar vardır. Bunlardan ilki, sosyal etkileşim ve sosyal iletişim, diğeri ise kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlardır. 

1. SOSYAL ETKİLEŞİM VE SOSYAL İLETİŞİM

Örneğin; arkadaşınızın veya iş yerindeki amirinizin bir köşede size doğru sessizce kaşlarını çattığını hayal edin. Çoğu insan bunu görünce bir sorun olduğunu düşünür. İşte Otizmli bireyler için bu yüz ifadelerini anlamak ve uygun karşılık vermek mümkün olmayabiliyor. Ayrıca göz temasından kaçınma eğilimindedirler. Özellikle Otizmli küçük çocuklar, genellikle başkalarıyla iletişim ve etkileşim kurmak yerine yalnız oynamayı tercih ederler. Otizmli çocukların konuşmayı öğrenmeleri, genellikle diğer çocuklardan çok daha uzun sürer hatta konuşmayı öğrenemeyebilirler. 

2. KISITLI İLGİ ALANLARI VE TEKRARLAYICI DAVRANIŞLAR

Otizmli çocukların belirli bir şeye karşı ilgileri çok fazla olabilir ve başka birçok şeye çok az ilgileri olabilir. Bu, küçük bir çocukken bir oyuncağa veya bir oyuncağın ufak bir parçasına aşırı odaklanmak veya daha büyük çocuklar ve yetişkinler için yoğun bir ilgi alanına sahip olmak anlamına gelebilir. Otizmli bireyler düzen değişikliğiyle başa çıkmakta zorlanabilirler ve genellikle ritüeller ve rutinler onlar için gerçekten önemlidir. Örneğin; her seferinde bir yerden başka bir yere aynı rotayı kullanmak veya hep aynı renkte giysi giymek isteyebilirler. Alışkanlığı kırmak onlar için son derece zorlayıcı olabilir.

Otizmli çocuklar ayrıca sallanma veya el çırpma gibi tekrarlayan davranışlarda bulunabilirler.

NEDEN SPEKTRUM DENİYOR?

Otizm Spektrum Bozukluğu hastalığındaki "spektrum" kavramı, Otizm hastalığının çok çeşitli semptom ve şiddette olabileceği anlamına gelir. Her bulgu, her bireyde olmayabilir, farklı şiddette olabilir. Bazı “bulgu” gibi görünen durumların altında yatan neden farklı olabilir. Dolayısıyla bu bireylerin, alanda çalışan Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı profesyonelleri tarafından değerlendirilmesi ve uygun şekilde yönlendirilmesi kilit önem taşır. 

OTİZM KİMLERDE OLUR?

Otizm Spektrum Bozukluğu, tek ve bilinen bir sebeple açıklanamaz. Otizm hastalığının pek çok faktörün birbiriyle etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı söylenmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar hem genetik hem çevresel faktörlerin etkileşiminden söz etmektedir. Yani herhangi bir ırktan, sosyoekonomik statüden veya etnik gruptan bir çocuğa Otizm tanısı konulabilir. 

Dünyadaki son istatistiklere göre, her 44 çocuktan biri tanı alıyor ve bu daha önce bildirilen oranlardan daha yüksek. Kimin direk Otizm tanısı alacağını önceden bilemiyor olsak bile Otizm ile ilişkili bazı faktörleri artık biliyoruz. Erkeklerin Otizmli olma olasılığı kızlara göre daha fazladır. Otizmli bir kardeşi ve özellikle bir ikizi olan çocukların Otizmli olma olasılığı daha yüksektir. Gelişimsel sorunları veya Down Sendromu gibi genetik ve kromozomal hastalıkları olanların Otizmli olma olasılığı daha yüksektir. Araştırmalara göre, ileri yaşta anne ve baba olmanın, çocukta Otizm riskinin arttığına dair kanıtlar da bulunmaktadır. Otizme tam olarak neyin neden olduğunu henüz bilmesek de çok sayıda geniş kapsamlı çalışma, aşıların Otizme neden olmadığını göstermiştir. Bilgisayar, tablet, cep telefonu, televizyon gibi teknolojik cihazların aşırı kullanımı, çocukların öğrenme sürecini ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Uygunsuz ve aşırı ekran maruziyeti, çocuklarda dil ve sosyal gelişimi başta olmak üzere birçok alanda gelişimsel sorunlara yol açabilir. Otizm benzeri bulgular bu sorunlardan biridir. Bu nedenle özellikle 0-3 yaş döneminde teknolojik cihazlarla temas halinde olmaktan azami ölçüde kaçınmak gerekir.

DEĞERLENDİRME VE TANI

Otizm tanısı, Çocuk Psikiyatri Doktoru tarafından çocuğunuzun klinik olarak değerlendirilmesi ve aileden alınan bilgiler sonucunda konulmaktadır. Bu klinik değerlendirmeye ek olarak bazı yapılandırılmış görüşme yöntemleri kullanılabilmektedir. Bunlar; Autism Diagnostic Interview (ADI-R) ve Autism Diagnostic Observation Schedule (ADOS-2) ve The Developmental, Dimensional and Diagnostic Interview‘dir (3DI). Bu yöntemler, ülkemizde henüz yaygın olarak kullanılmamasına karşın ADOS-2 ve 3DI KTÜ Farabi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde uygulanmaya başlanmıştır.

Otizmin karmaşık doğası ekip çalışmasını şart koşmaktadır. Bu bağlamda değerlendirme, tedavi ve takip sürecinde birçok farklı disiplinden destek almak da çok önemlidir. Bunlar; çocuğun zihinsel, dil, motor, öz bakım, sosyal ve duygusal gelişim alanlarında, çocuğu gelişimsel açıdan değerlendirerek çocuk sağlığı izleminde rol alan destekleyici, gelişimsel programlar ile çocuğa, aileye yardımcı olan Çocuk Gelişimi Uzmanları, çocukların el yazısı, ince motor becerileri ve günlük yaşam becerileri gibi becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için çalışan Ergoterapistler, konuşma ve dil sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olabilecek Dil Ve Konuşma Terapistleri, çocuk ve aileye sosyal ve ekonomik haklarla ilgili danışmanlık yapan Sosyal Hizmet Uzmanları, tanısal değerlendirme ve erken müdahale konusunda deneyimli ve ihtiyaç duyulan psikometrik testler konusunda yardımcı olabilecek deneyimli psikologlardır.

Örneğin; Epilepsi gibi Otizm hastalığına eşlik edebilen hastalıklar olduğu da göz önüne alındığında, altta yatabilecek organik (beyinsel) nedenlerin dışlanması ve tedavi edilebilir sebeplerin bulunup tedavisi amacıyla çocuğunuzun nörolojik muayenesi mutlaka önerilir. Yine konuşma gecikmesi belirtisi ile karışabilen ve farklı yöntemlerle tedavi edilebilen işitme kaybının değerlendirilmesi için kulak burun boğaz muayenesi ve hastalığın neden ortaya çıktığı, arkasında yatan sebeplerin anlaşılması ve bu nedenlerin ortaya konması anlamına gelen etiyolojik çalışmanın bir parçası olarak genetik değerlendirme, ailelere önerilmeli ve ilgili alan hekimlerine gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır.

TEDAVİ

Otizmde kesin tedavi henüz olası değildir. Tedavide, sosyal iletişim ve etkileşimde kısıtlılık, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlar gibi Otizm çekirdek belirtilerinde iyileşmeye ek olarak öz bakım, günlük ve bağımsız yaşam becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Bunun için en uygun yaklaşım, erken dönemde başlayan yoğun bireyselleştirilmiş rehabilitasyon programlarıdır. Rehabilitasyon ancak eğitim ve sağlık alanlarının iş birliği içinde çalışması ile etkili hale gelir. Otizm hastalığının, çekirdek semptomlarını azaltmak, bireylerin kendi potansiyellerine kavuşmasını sağlamak, ailenin veya çocukların uyum ve işlevselliğini bozan eşzamanlı fiziksel ve ruhsal sorunları tedavi etmek, bakım verenlere destek olmak, eğitim ve kanıta dayalı tedavi yöntemlerini uygulamak, Otizmli bireylerde temel tedavi hedefleridir.

Otizm tanısı koyulan çocukların, vakit kaybetmeden özel eğitime ve -eğer öneriliyorsa- ilaç tedavisine başlaması gerekmektedir. İlaçlar Otizm hastalığını tedavi etmese de çocuğun, eğitime uyum sağlamasında, dikkatini toparlamasında dolayısıyla Otizm belirtilerinin gerilemesinde çok önemli yer tutmaktadır. Özel eğitim için aile isterse üniversite veya devlet hastanelerinden, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu (ÇÖZGER) alıp Rehberlik Araştırma Merkezi’ne (RAM) başvurarak resmi bir şekilde ya da resmi olmadan kendi maddi imkânları ile başlayabilir. Özel eğitimde, çocuk yakından izlenmelidir. Verilen eğitim ile çocuğun hangi belirtilerinin gerilediğine dikkat edilmelidir.

Özel eğitimin yanı sıra tedavideki en büyük destek, aile tarafından verilen evdeki eğitimdir. Ev Eğitim Programı, özel eğitimde uygulanan eğitimlerin, aile bireyleri tarafından uygulanmasıdır. Ailedeki tüm bireyler, kardeşler dâhil Özel Eğitim Merkezi’nde yapılan etkinlikleri ve eğitimleri, çocuğa özel zaman ayırarak çocuğun en çok zaman geçirdiği ev, akraba evi, market, sokak ve parklarda tekrar edebilir.

Son Güncelleme: 01.04.2022 10:40
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.