04 Nisan 2022 Pazartesi
İmsak :04:25 - Güneş : 05:53 - Öğle : 12:31 - İkindi: 16:06 - Akşam:18:56 - Yatsı: 20:18
Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz Ortahisar İlçe Müftüsü Dr.Selami Bağcı.
Ortahisar İlçe Müftüsü Dr.Selami Bağcı, mesajında şu ifadelere; Yaşadığımız hayatta üzerimizde hakkı ve emeği olan nice insanlar vardır. Anne-babamız, akrabalarımız, komşularımız bunlardan sadece bazılarıdır. Üzerimizde en çok hakkı olan kişiler anne-babamızdır. Daha dünyaya gelmeden önce bizim sıkıntı ve zahmetlerimize katlanırlar. Dünyaya geldikten sonra yaşadığımız zaman boyunca bizim sıkıntı ve kederlerimize bizden daha çok üzülür yeri geldiğinde ağlar, hatta evladı için canını bile feda etmeye hazırdırlar. Bütün bu fedakarlığın sebebi ne olabilir? Düz bir bakış açısıyla bakılırsa, insanlar dünyevî menfaat ve çıkarı yoksa hiç kimse bir diğeri için kılını dahi kıpırdatmaz sonucuna ulaşılır. Ancak olaya İslam’ın güzelliği ve Allah’ın insanlara olan merhameti penceresinden bakarsak olayın gerçek sebebini belirlemiş oluruz. Allah’u Teâla merhametinin doksan dokuzunu kendisine ayırmış sadece birini insanlara vermiştir. İnsanlara verilen merhametin belki de çoğu anne-babaya verilmiştir. Bunun içindir ki anne-babanın dünyada merhametine en layık olan varlık evlatlarıdır.
Anne-babanın evladına yönelik karşılıksız sevgisi ve merhameti karşısında ondan beklediği tek şey evladın onlara karşı itaatidir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’a itaatten sonra yerine getirilmesi emredilen itaat anne-babaya itaattir.[1] Anne babaya itaat etmek, onların hayatlarında yapılması gereken görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi anlamına gelir. Özellikle yaşlandıklarında bakıma, hizmete ihtiyaç duyduklarında evlatların bu görevi bıkmadan usanmadan yerine getirmesi gerekir. Onların bu zor zamanları belki de bir evlat için cenneti kazanmak için bir fırsat olacaktır. Peygamber efendimiz bu konuyu şöyle açıklıyor. “Anne babası yaşlandığında onlara ulaşıp ta onların rızasını alamayan ve sebeple cenneti kazanmayan kişiye yazıklar olsun.” Yaşlılık dönemi son derece zordur. Evlatların eline muhtaç olunan dönemdir. Aynı zamanda anne-baba imtihanının başladığı dönemdir. Bu dönemin bir imtihan olduğu, aynı zamanda cenneti kazanmak için bir fırsat olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu dönemin zorluluğuna isra suresinde şöyle işaret edilir. “ …Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki; “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”[2]
Hayatın bütün zorluklarına rağmen unutulmaması gereken en önemli görevlerin başında gelir anne babaya hizmet. Onlara yapılan hizmet aslında insanın kendisine yapılacak hizmetin de bir örneğidir. Maddi ihtiyaçlarını gidermenin yanında bazen de yanlarına gidip ellerini öpmek, hayır dualarını almak bu hizmetin en önemli unsurudur. Yıllardır emek verdiği bir evladın uzak olması, onu görememek, koklayamamak anne baba için en acı bir duygudur. Unutmayalım ki: Anne-babanın rızası Allah’ın rızasıdır. Anne-babanın gazabı Allah’ın gazabıdır.
[1] İsra suresi, 17/22.
[2] İsra suresi, 17/22,23.
