Chp'li Kaya ,yerli ürünle yemek yapmak artık bir hayal

Chp Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya ,yerli ürünle yemek yapmanın artık bir hayal olduğunu belirterek tarımda yaşanılan bir ihanet hikayesidir dedi.

17 Ekim 2018 Çarşamba 15:25
Chp'li Kaya ,yerli ürünle yemek yapmak artık bir hayal

Chp Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlediği basın toplantısında dün Dünya Gıda Günüydü. Bugün ise Dünya Yoksullukla Mücadele Günü.Bu iki önemli günden yola çıkarak bir durum değerlendirmesi yapacağım.Aslında gıda ve yoksulluk birbirini tamamlayan iki temel konudur.Ülkemizde ve dünyada ‘’sağlıklı gıdaya ucuz ulaşmak’’ en temel sorunlardan biridir.Gıdada yaşanan sorunlar öncelikle, giderek artış gösteren yoksul insanları vurmaktadır.BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre dünyada, her 12 saniyede 1 çocuk açlıktan ölmektedir.Şu anda dünyada 1 milyar civarında insan açlık ya da yetersiz beslenme sorunu yaşamaktadır.Açlığın ve yetersiz beslenmenin nedeni üretimin az ya da yetersiz olması değil, gıda dağıtımındaki adaletsizliktir!Bugün dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin serveti, yüzde 99'luk kesimin servetinin toplamına eşittir.Uluslararası Çalışma Örgütünün, "Küresel İstihdam ve Sosyal Görünüm 2016” raporuna göre, gelişen ve kalkınmakta olan dünyanın % 36’sından fazlası yoksulluk içinde yaşamaktadır ve İnsanlar, günde 2.10 dolardan az kazanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır.Soruyorum sizlere böyle bir dünyada huzur olabilir mi?İnsanlar, böyle bir dünyada barış, güven ve mutluluk içinde yaşayabilir mi?

PEKİ TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR?

Türkiye’de ne kadar ‘’açlıktan ölen insan yok’’ dense de, yurttaşlarımızın % 22`si yeterli gıdaya ulaşma sıkıntısı çekmekte, yüzde 9`u ise açlık sınırında yaşamaktadır.Tüketici Hakları Derneği, Türk-İş ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre nüfusumuzun % 20'den fazlası, yani 16 milyondan fazla insanımız açlık sınırının altında yaşamaktadır.Nüfusumuzun % 60'tan fazlası, yani 48 milyondan fazla insanımız da yoksulluk sınırının altındadır.Türkiye’deki açlık ve yoksulluğun temelini; dışa bağımlılık, üretmemek, çarpık gelir dağılımı, sosyal adaletsizlik, kamu kaynaklarının verimli ve gereğince kullanılamaması ana başlıkları oluşturmaktadır.

GIDA STRATEJİK BİR ÜRÜN

Artık dünya askerli, silahlı savaşlardan ekonomi, gıda, enerji ve su savaşları dönemine girmiştir. Gıda, enerji ve su en temel stratejik ürünler olarak öne çıkmaktadır.Gıda Mühendisleri Odası’nın hazırladığı rapora göre, bugün itibarıyla sayıları 10’u bulmayan çok uluslu şirketler dünya piyasasına hâkim durumdadır. Küresel ölçekte dört şirket piyasayı tohumda % 58,2, tarımsal kimyasallarda % 61,9, gübrede % 42,3, hayvansal ilaçlarda % 53,4 oranında kontrol etmektedir.Altı şirket, dünya tahıl ticaretinin yüzde 85`ini kontrol etmektedir.Üstelik bunların ürettiği gıdalarda sorun vardır. Sağlıklı doğal tarım bitirilmiş, gıda güvencesi ortadan kalkmış, GDO, kimyasal katkılar, pestisitler bilinçli olarak tarıma ve gıda üretimine sokulmuştur

YÜZDE 30’DAN YÜZDE 6’YA

İktidar tarafından sürekli olarak aşağılanan 1970’li yıllarda, tarımsal üretimde kendi kendine yeten az sayıda ülkeden biri olarak Türkiye tarımının milli gelir içindeki payı % 30’lar düzeyinde iken, bugün ne yazık ki % 6 civarına inmiş durumdadır.AKP’nin iktidara geldiği 2002’de tarımın toplam istihdam içindeki payı % 35 iken, bu pay 2016 yılında % 20`ye gerilemiştir.Tarımın toplam yatırımlar içindeki payı, 1960’larda, planlı dönemin başında % 13 düzeyinden 2016 yılında % 3,4`e düşmüştür.

TARIMIN BEL KEMİĞİ KIRILDI

Yine AKP döneminde vahşi piyasa ekonomisi kapsamında yapılan uluslararası anlaşmalar gereği, Türk tarımının bel kemiğini oluşturan Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Zirai Donatım Kurumu, TEKEL, Türkiye Şeker Fabrikaları, Azot Sanayi, Türkiye Gübre Fabrikaları ve Yemsan özelleştirilerek kapatılmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi, Tariş, Çukobirlik ve Fiskobirlik gibi üretici dostu kurumların içleri boşaltılmıştır.AKP ve Erdoğan yönetimlerinin günahları bunlarla da bitmemektedir.AKP, Türkiye’nin geleceğini, güvenliğini ve sağlığını, tehlikeye atarak, Biyogüvenlik Yönetmeliği ve GDO`yu yasallaştırmış; Tütün, Şeker, Tohum, Hal, Mera, Zeytin, Su ve Toprak kanunlarıyla Türk tarımının adeta ölüm fermanını yazmıştır!

İTHALAT PATLAMASI İHANETİN SON PERDESİ

Sizlere vereceğim rakamlar, ülkemizin nasıl bir tarım ve gıda felaketine sürüklendiğinin fotoğrafını gösterecektir:Temel gıdalarımız açısından, 2017 Ocak ile 2018 Ocak ithalat rakamlarının karşılaştırması şöyledir:Buğday ithalatımız 246 bin tondan % 234 artışla 821 bin tona çıkmıştır;Mısır, 48 bin tondan 8,5 kat artışla 404 bin tona;Pirinç, 5 bin tondan % 240 artışla 17 bin tona;Nohut, 4 bin tondan % 175 artışla 11 bin tona;Kuru Fasulye, 3 bin tondan % 267 artışla 11 bin tona;Soya Fasulyesi, 107 bin tondan % 69 artışla 181 bin tona;Ayçiçeği Tohumu, 29 bin tondan % 145 artışla 71 bin tona;Pamuk, 51 bin tondan % 41 artışla 72 bin tona ulaşmıştır.Yani Türkiye, tarım ve hayvancılıkta ithalat cennetine dönüşürken, kendi tarım ve hayvancılığımız bitme noktasına getirilmiştir.AKP hükümetleri döneminde tarım ve gıda için 575 milyar TL ithalat yapılırken, tarıma nakit olarak sağlanan destek 79 milyar TL'de kalmıştır.

YERLİ ÜRÜNLE YEMEK YAPMAK ARTIK HAYAL!

Türkiye bugün; Almanya, Fransa, Ukrayna`dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan`dan arpa, Gürcistan`dan saman,ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan`dan pamuk,ABD, Arjantin ve Brezilya`dan mısır,ABD, Vietnam, İtalya ve Tayland`dan pirinç,Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin`den kuru fasulye, Kanada`dan nohut ve mercimek, ABD ve Bulgaristan`dan kurbanlık koyun, Şili, Uruguay ve Fransa`dan büyükbaş hayvan ve Bosna Hersek`ten lop et ithal etmektedir.Bunca verimli toprakları ve büyük üretim potansiyeli olan bir ülke için bu tablo büyük bir utançtır, başarısızlıktır, hatta ihanettir!

YENİ TEHLİKE

Tarımda ve gıdada durum bu kadar vahimken, ufukta daha büyük tehlike ve tehditler görünmektedir. Ülkemiz, yanlış ekonomik politikalar nedeniyle ağır bir kriz yaşamaktadır.Eylül itibarıyla tüketici enflasyonu yuvarlak olarak yüzde 25`lere, üretici enflasyonu yüzde 50`lere tırmanmıştır.Döviz kurlarındaki büyük artış nedeniyle gübre, mazot, tohum ve zirai ilaçta oluşan yüksek fiyatlar sürdürülebilir olmaktan çıkmış, Üretici üretimden vazgeçme noktasına getirilmiştir.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.