İmsak :04:54 - Güneş :06:19 - Öğle :12:34 -İkindi:15:57 - Akşam:18:39 - Yatsı:19:59

Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz Trabzon İl Müftülüğü Din hizmetleri uzmanı

Farsça’da genç “hazine” anlamına gelmektedir. Ergenlik çağı ile başlayan ve orta yaş aralığına kadar devam eden bu dönem gençler için en kıymetli zamanları kapsar ve hayatlarının dönüm noktalarını oluşturur.

Gençlik nimetine dikkatleri çeken Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Beş şey gelmeden önce beş şeyin; ölüm gelmeden önce hayatının, hasta olmadan önce sağlığının, meşguliyetten önce boş vaktinin, ihtiyarlamadan önce gençliğinin, yoksulluğa düşmeden önce zenginliğinin kıymetini bil.” (Buhârî, “Rikâk”, 3; Tirmizî, “Zühd”, 25) buyurarak aynı zamanda gençlik nimetine de vurgu yapmıştır.

İslam’ın ilk yıllarına baktığımızda Peygamberimizin etrafının hep gençlerle çevrili olduğunu görürüz. Örneğin; Hz. Ali 10, Abdullah b. Ömer 13, Zeyd b. Harise 15, Abdullah b. Mes’ud ve Zübeyr b. Avvam 16, Abdurrahman b. Avf ve Sa’d b. Ebi Vakkas 17, Mus’ab b. Umeyr 18, Ca’fer b. Ebi Talib 22 yaşında, Osman b. Affan, Ebu Ubeyde ve Hz. Ömer de 25-31 yaş arasındaydılar. Bu genç yaşlarına rağmen İslam’ı kabul etmişler ve 14 asırdır isimlerini tarihin altın sayfalarına kaydettirmişlerdir.

Gençlik dönemini önemli kılan bazı hususlar vardır. Bu dönem gençlerin kimlik ve kişiliklerinin oluşmaya başladığı, eğitim hayatının en yoğun olduğu, iyi veya kötü alışkanlıklarının oluştuğu, faydalı veya zararlı bilgilerin kafalarında yer etmeye başladığı, tertip ve düzen alışkanlıklarının şekillendiği, ahlaki ilkelerin öğrenildiği ve en önemlisi de Allah ve Peygamber tasavvurlarının zihinlerinde yoğrulduğu zaman dilimidir. Özellikle bu dönemde gençlerin soruları daha ziyade “neden” ve “niçin” tarzındadır. Bu zaman diliminde gençlik damarı akıldan ziyade his ve hevese göre hareket eder. Dolayısıyla hata işleme oranı üst seviyelere çıkar.

Gençlik dönemi problemlerinin başında hiç şüphesiz inanç konuları gelir. Nitekim gençlik akla gelen şüphelerin arttığı, soruların ve sorunların çoğaldığı, imanı muhafaza etmenin zorlaştığı, nefis ve şeytanın vesveselerinin sıkça yokladığı ve günaha girme ihtimalinin zirve yaptığı çok çetin bir dönemdir. Bu yüzden ne yazık ki gençlerimizin takıldıkları bazı sorular netice olarak ateizm, deizm ve agnostisizm gibi batıl inançlara yönelmelerine sebep olmaktadır.

Gençliğimizin önemli problemlerinden birisi de iletişim organları ve medyanın yol açtığı problemlerdir. Maalesef ki iletişim araçları çocuklarımızı istediği gibi şekillendirebilmektedir. Sosyal medyada takip ettikleri kişiler bir takım yanlış bilgilerle kafalarını karıştırıp imani anlamda şüphelere sürükleyebilmektedir. Böylesi durumlarda ailenin bilgi birikimlerinin önemi oldukça fazladır. Çünkü gençler, ailelerine sordukları sorulara ikna edici cevap alamadıklarında, çok rahat bir şekilde sosyal medyada sahih olmayan bilgilere aldanabilmektedirler.

Son olarak şunları hatırlatmakta fayda vardır. Yaz, güze ve kışa yer vermesi ve gündüzün akşam ve geceyle değişmesi gibi hiç şüphe yok ki gençlik de günü gelince yerini ihtiyarlığa bırakacaktır. Yine en hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik heveslerine esir olmayıp gaflette boğulmayandır. Dolayısıyla gençliğimiz geçici, nefeslerimiz de sayılı olduğu için bu nimeti iman ve istikamet çizgisinde geçirmemiz bizim faydamıza olacaktır.

Ne mutlu! Kur’an ve sünnete uygun, vatanına ve milletine faydalı olarak ömür sermayesini geçiren gençlerimize...