İmsak :05:01 - Güneş :06:26 - Öğle :12:35 -İkindi:15:55 - Akşam:18:35 - Yatsı:19:54

Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz Ortahisar İlçe Uzman Vaizi Süleyman Kayış

İnsan yeryüzünde yaşayan canlılar içerisinde akli melekeye sahip yegâne varlıktır. Tarih sahnesine baktığımızda bu akli melekesini ön plana çıkartıp yaptığı faaliyetlerde kendi doğruluğunu iddia etmekten de geri durmamıştır. Fakat yine tarih sahnesine dönüp baktığımızda pek çok yanlışın ardında, pek çok katliamın arkasında kendi aklının doğruluğunu iddia eden insan vardır. O zaman şu sual akıllara geliyor; mutlak doğruyu, değişmez iyiyi insan aklıyla bulabilme imkânımız var mıdır.

Bunun en net cevabı : Hayır! dır. Allah cc ilk insan olan Hz Adem’i aynı zaman da ilk peygamber olarak görevlendirmiş, O na on sahife indirmiştir. Dolayısıyla dünyada Allah’ın yol göstermesine muhtaç olan insanın yolu vahiy ile aydınlanmaya başlamıştır.Bu aydınlanma sürecinin son halkasını Hz Muhammed sav. ve O na indirilen Kur’an-ı Kerim oluşturuyor. Hz peygamberden sonra kıyamete kadar yaşayacak bütün insanlığa Hidayet Rehberi olarak indiriliyor Kur’an-ı Kerim. Bu, kendisinde şüphe olamayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.(Bakara 2)

İnsan ne kadar akıllı olursa olsun, ne kadar dünyaya hükmetme uğraşısı içinde olursa olsun ve ne kadar bilimsel keşiflerle kendini ve dünyayı anlama imkânına sahip olursa olsun, dünyada huzur ve (eğer inanıyorsa) ahirette cennet istiyorsa kendini ve her şeyi yaratan Allah’ın yol göstermesine muhtaçtır. Allah cc bu yol göstermeyi kur’an-ı kerim ile yapmıştır. Kuşkusuz bu Kur’an en doğru olana iletir; dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra 9)

Ramazan ayında indirilen Kur’an; okunmak, anlaşılmak ve yaşama geçirilmek için indirilmiştir. Kur’an evrensel bir rehberdir. Her çağda, her kültürde ve her cinsiyetteki insana hitap eden bir yönü vardır Kur’an’ın. İnsanlık bugün sürekli arayış halinde. Huzuru istiyor, güveni istiyor, adaleti istiyor…. Bunlara ulaşmak için sürekli kanunlar, kurallar üretiyor. Oysa herkes için huzuru, herkes için adaleti, herkes için güveni sağlayacak yegâne rehber Kur’andır. Bu insanlık tarihinde tecrübe edilmiş bir gerçektir. Cahiliye toplumu olarak tarihe geçmiş bir topluluğun yirmi üç senelik bir sürenin sonunda asr-ı saadet dönemi olarak anılmasına sebep olacak bir dönüşümü başaran kitap Kur’andır.

gün insanlık olarak yeniden asrı saadeti yaşama imkanına sahibiz. Yeter ki Kur’an’a gönül verelim, yeter ki kuran ile hayatımızı şekillendirme teslimiyetini gösterelim, yeter ki kuranı hayat kitabı olarak algılayarak onunla olan mesafelerimizi aradan kaldıralım. Gelin bu ramazan ayımızı kuran ile barışma ve onunla aramızdaki mesafeleri kaldırma adına bir fırsat ayı olarak bir fırsat ayı olarak kabul edelim. Makalemizi Hz peygamberin şu hadisiyle bitirelim “Kur’ân okuyunuz! Çünkü o, kıyamet günü kendisiyle hemhâl olan kişilere şefaatçi olarak gelecektir.” (Müslim, Müsâfirîn, 252)