İmsak :04:49 - Güneş :06:14 - Öğle :12:33 -İkindi:15:59 - Akşam:18:42 - Yatsı:20:02
Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz İl Vaizi Abdullah Aksu
Bütün Peygamberler ümmetleri için birer “Rol Modellerdir”. Yüce Rabbimiz Peygamberleri meleklerden değil, insanlardan seçmiştir ki; hayatın her safhasında ümmetlerine örnek teşkil edebilsinler. Hakkında “Sen elbette üstün bir ahlâka sahipsin” (Kalem Süresi, 4) diyerek övgüyle bahsettiği efendimizi de bizlere örnek göstererek “İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel örnekler vardır” (Ahzab süresi, 21) buyurarak insanların ahlakî erdemleri, güzel huyları ve hoş davranışları kimden öğrenmesi gerektiğini açıkça ifade etmiştir. İşte Allah’ın övdüğü bu ahlaka Muhammedî Ahlak veya Nebevî Ahlak diyoruz.
Yüce Rabbimizin imandan sonra bizden istediği en önemli vasıf “Güzel Ahlak” sahibi olmamızdır diyebiliriz. Çünkü Peygamber efendimiz (sas): Ben ancak mekârimi ahlakı/ güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta, Husnü'l Hulk, 8) buyurarak gönderilişinin yüce gayesini açıklamaktadır.
Buna göre ahlakımız ne ölçüde Resûlullah’ın (sas) ahlakına uyuyorsa o derece güzel ahlak sahibiyiz demektir. Diğer bir ifadeyle, Muhammedî ahlaktan uzak olduğumuz ölçüde ahlakımız çirkinleşmiş demektir. Çirkin bir ahlak ile cennet kazanmanın ise oldukça zor olduğunu bilmeliyiz. Şu olay bunu en güzel şekilde açıklamaktadır. Bir adam Peygamber efendimize gelerek: "Ey Allah'ın elçisi! Falanca kadın, çokça nâfile namaz kılması, nâfile oruç tutması ve sadaka vermesiyle anılır. Fakat o, diliyle komşularına eziyet eder. (Bu kadın hakkında ne dersiniz?) diye sordu. Resûlullah (sas): O, cehennemdedir, buyurdu. (Hanbel, Müsned, c: 2) Bu hadisi şerif güzel ahlakın ahirette ne derece öneme haiz olduğunu açıklamaya gerek bırakmayacak şekilde beyan etmektedir.
Güzel ahlakı oluşturan meziyetler içerisinde sabır, şükür, doğruluk, samimiyet, af edici olmak, adaletli olmak gibi onlarca pek kıymetli vasıf sayılabilir. Fakat sıfatların içerisinden en önemli üç tanesini seçecek olursak bunların şu üçü olabileceğini düşünüyorum.
1. Allah korkusu: Bu güzel ahlakın temelini oluşturur. Çünkü Allah korkusu yoksa diğer vasıflar birer göstermelik/riyadan öteye geçemeyen sıfat durumuna düşüyor. Yaptığımız ibadetleri O’nun rızası için yapmak, Haramlardan, günahlardan O’nun rızası için uzak durmak, yapacağımız hayırları ve iyilikleri gösteriş ve riyadan uzak sırf O’nun rızasını kazanmak için yapmak güzel ahlaklı olmanın olmazsa olmaz niteliğidir.
2. Doğruluk: Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde “sana emredildiği gibi dosdoğru ol” (Hud süresi, 112) buyurarak Peygamber efendimizin şahsında hepimize doğruluktan ödün vermememizi emrediyor. Rasûlu Ekrem efendimiz de, yalancılığı, sözünde durmamayı, emanete riayet etmemeyi Müslümanın karakteri değil, münafığın alametleri olarak saymaktadır. Ayrıca daima doğru olmayı bizlere öğütlemiştir. Bu hususta kitaplarımızda şöyle bir örnek yer almaktadır. Bir sahabi şöyle dedi: Yâ Resûlellah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim. Resûlullah (sas): “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurarak (Müslim, İmân 62) imandan sonra en önemli meziyetin doğruluk olduğunu tüm insanlığa öğretmiştir.
3. Tevazu: Kibretmemek, alçak gönüllü olmak demektir. Eğer insan kendisini diğerlerinden üstün görüyorsa şeytani bir vasıf edinmiş demektir. Çünkü iblisi Şeytan yapan şey kendisini Adem’den (as) üstün görerek Alllah’ın emrine karşı gelmesiydi. Resûlullah efendimiz de “Kim Allah için tevazu gösterirse, Allah onu yüceltir. Her kim kibrinden dolayı böbürlenirse Allah da onu kıyamet gününde alçaltır.” (Hanbel,3,76) buyurmaktadır.
İnsanların ahlaklarının çok bozulduğu günümüzde, ahlaklı kalabilmek oldukça büyük gayret sarfetmeyi gerektiriyor. Fakat bu güzel ahlak sayesinde alacak olduğumuz mükâfat çok daha büyük olacağından bu fedakârlığa fazlasıyla değer diye düşünüyorum. Çünkü hangimiz cennette gitmek ve Resûlullah’a yakın olmak istemez ki? Hangimiz vaat edilen mertebeyi ulaşmak istemez ki?
Güzel ahlak sahibi olan kimselere verilecek olan mükâfat hakkındaki iki hadisi şerif ile yazımızı sonlandıralım. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:Kuşkusuz ki, Mü’min bir kimse güzel ahlakı sayesinde, gece ibadet eden gündüz de oruç tutan kimselerin derecesine ulaşır.” (Ebû Dâvûd, Edeb 7). Diğer bir hadisi şerifte: Kuşkusuz ki, sizin bana en sevgili olanınız, ahlak yönünden en güzel olanınızdır.” (Tirmizi, Bir, 77)Yüce Rabbim bizleri ve zürriyetimizi Muhammedi ahlakla vasıflanan ve Resûlullah’a yakın olan kullarından eylesin ve her türlü ahlaksızlıktan muhafaza eylesin. (Amiiin)
