İmsak :04:50 - Güneş :06:16 - Öğle :12:33 -İkindi:15:58 - Akşam:18:41 - Yatsı:20:01

Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz Ortahisar Din Hizmetleri Uzmanı Bekir BEKTAŞ

Zekat; Kur’an-ı Kerimde 32 ayette zikredilmekle beraber Bakara suresinde "Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin."(1) ayeti ile farz kılındı. Peygamber Efendimiz de “İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak.”(2) hadis-i şerifleriyle de zekatın önemini vurgulanmıştır.

Zekât, Mali bir ibadet olup; belli bir miktarın (80.18 gr altın) üzerinde mala sahip olan zenginlerin, mallarından %2,5 nispetinde fakirlere, yoksullara, borçlulara, Allah yolunda cihâd edenlere, yolda kalanlara vermesidir. (3)

Allah, İnsanların bir kısmını zengin, bir kısmını ise fakir kılmıştır. Ancak zenginlik bir izzet, fakîrlik de bir zillet değil, taksîm-i ilâhîdir; hepsi de insan için imtihan vesilesidir. Zengini malını nasıl harcayacağını denemek, fakiri ise, fakirliğe nasıl sabredeceğini sınamak için fakir kılmıştır. Bu hususta Yüce Allah Kur’an-ı Kerîm’de: “Şüphesiz, Rabbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar.” (4)

Zenginlerin bir kısım mallarını fakirlere vermeleri farzdır. Çünkü böyle bir emir olmazsa zenginden yoksul kesime mal akışı sağlanamaz. Kur’an-ı Kerimde Allah Teâlâ: “Zenginlerin mallarında, isteyen ve mahrûm olanlar için belirli bir hak vardır.” (5) buyurmak suretiyle zenginlerin mallarında fakirlerin hakkı olduğunu beyan etmektedir.

Dünya hayatında imtihanda olan insan, zekat konusunda da imtihandadır. Allah (c.c) kişinin zekatını ödediği takdirde malının bereketleneceğini, zekat sayesinde onu affedeceğini vadediyor. Şeytan ise; kişinin zekatını ödemesini engelleme noktasında onu fakirlikle korkutur. Bu husus Kur’an-ı Kerimde: “Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va’dediyor.” (6)

Allah'ın verdiği mal konusunda cimrilik yapan ve zekatını ödemeyen insanın, ne dünyada ne de âhirette huzur bulması mümkün değildir. Zekât ve sadakalarla tedâvi edilmeyen cimrilik hastalığı, insanı dünyada sıkıntı içinde bıraktığı gibi, âhirette de yılanların zehrine dûçâr eder. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurur: "Bir kimseye Allah Teâlâ mal verir, o da zekâtını ödemezse, bu mal kıyamet günü oldukça zehirli büyük bir yılan hâlinde karşısına çıkarılır. Yanaklarının üzerinde iki siyah nokta vardır. O gün bu azgın yılan, mal sahibinin boynuna dolanıp (ağzını kapatacak şekilde) iki yanağından şiddetle ısırır ve: «–Ben senin (dünyada çok sevdiğin) malınım, ben senin hazînenim!» der." (7) Rasûlullah (s.a.v), sözlerine delil olarak şu âyet-i kerimeyi okudu: "Allah'ın fazlından kendilerine verdiği nimetleri infak hususunda cimrilik edenler, sakın bunu kendileri için hayır sanmasınlar; bilakis bu, onlar için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şeyler kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (8)

Ancak zekat ödendiği takdirde onun hem dünyada ve hem de ahirette bir çok faydası ve hikmeti vardır. Zekât, geride kalan malın garantisidir. Peygamber Efendimiz: “Mallarınızı zekât vermek suretiyle koruma altına alın, hastalıklarınızı sadaka vererek tedavi edin, gelecek olan belâlara karşı dua ile hazırlıklı olun.” buyurmaktadır.

Zekat sayesinde, kişilerin mallarında ve canlarında bereket artar. Yüce Allah’ın rızasını kazanıp nice manevi mükafatlara kavuşur ve nice manevi tehlikelerden kurtulur. Kalpteki mal sevgisini azaltır, cimrilikten kurtarır ve malını Allah yolunda harcayacağının göstergesidir. Şefkat ve hayırseverlik duyguları gelişir, fakirleri koruma ve gözetme gibi yüksek duyguları meydana getirir.

Zekat, servetlerin yalnız zenginler arasında dönüp dolaşan bir güç olmasını engelleyerek, sosyal adaletin sağlanması ve refahın geniş kitlelere yayılmasına katkıda bulunulur. Kişi zekât vermek suretiyle malın, mülkün ve servetin gerçek sahibinin Allah olduğu inancını pratiğe dökmüş olur.

Zekâtın, piyasanın hareketlenmesi, alışverişin canlanması gibi çok anlamlı ekonomik faydaları da mevcuttur. Yine zekât sâyesinde Allah yolunda gayret eden pek çok insana destek verilerek hayırlı işlerin yapılmasına öncülük edilir. İlim talebelerinin okumasına yardımcı olunarak ilmin gelişmesine zemin hazırlanır.

Bakara sûresi, 43. 2- Buhârî, Zekat: 1. 3- Tevbe Suresi, 60. 4- Sebe Suresi, 39. 5- Meâric, 24. 6- Bakara suresi, 268. 7- Buhârî, Zekât, 3. 8-Âl-i İmrân, 180.