Rant Sevicilere Lanet Olsun!

Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz,Dere yataklarının etrafının beton duvarla çevrilmesine göz yuman kurumları sert eleştirerek, “Yaradan’ın dilsiz yaratıklarına küçük bir sevgisi olmayan, beton, rant sevicilere de lanet olsun” dedi

07 Şubat 2018 Çarşamba 09:40
Rant Sevicilere Lanet Olsun!

Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, birkaç gün önce Trabzon’un Of ilçesi Solaklı Deresi’nde mahsur kalan karacayı, Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekiplerinin kurtararak doğaya bırakmasının ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erüz, itfaiye ekiplerine teşekkür ederken dere yataklarının etrafının beton ile çevrilmesini sert eleştirdi.

İşte Erüz’ün açıklamaları:

VEBAL ALTINDALAR

Karadeniz de susuz bırakılıp, su içebilmek için beton duvarlardan derelere atlayıp mahsur kalan karaca ve diğer hayvanları kurtaran kalbi Allah ve yaratılmış sevgisi dolu insanlarımıza sonsuz teşekkürler. O hayvanları susuz bırakan, dereleri devasa duvarlarla kanala dönüştüren, kalbinde insan ve, Yaradan’ın dilsiz yaratıklarına küçük bir sevgisi olmayan, beton, rant sevicilere de lanet olsun. Bu ülkenin derelerini ıslah edeceğiz adı altında sulu, susuz, etrafında arazi olup olmamasına bakılmaksızın, gerekli gereksiz her dereyi betonlayıp milletin, yetimin hakkını betona gömenlere, dilsiz hayvanların yaşama alanlarını bölüp susuz, eşsiz, anasız bırakanlar, dilsiz yaratıklara reva gördükleri zulüm için vebal altındadırlar.

DSİ DERELERİ İSTEDİĞİ GİBİ EVİRİP ÇEVİRİYOR

Bizde ne hikmetse her kurum kendi aklını beğeniyor. Şuanda DSİ kendi uhdesindeki dereleri istediği gibi evirip çevirmekle meşgul. Halbu ki bu dereler insanların ve canlıların yaşam alanlarıdır. Korunması gereken tarım alanlarından bahsediliyor. Evet ekonomik olarak çok büyük öneme haiz olan tarım arazileri korunmalıdır. Ama bunun anlamı şu olmamalıdır; sahilden başlayıp 5 kilometreye kadar derelerin etrafını duvarla örmek değildir. Böyle bir mantık olamaz.

EKOLOJİK SİSTEM AYRILIYOR

Bunu yaptığınızda şu oluyor; bu derenin sağını ve solunu birbirinden ekololjik olarak tamamen ayırıyorsunuz. Yani derenin her iki tarafında yaşayan canlı yaratıkların bir daha birbiriyle alakası kalmıyor. Erkek ve dişi canlıların üremesine mani oluyorsunuz. Eko sistemi tamamen tahrip ediyorsunuz. Örneğin dere içerisinde yaşayan balıklar, su samuru, yılan ve diğer birçoğuna endemik dediğimiz türlerin o betondan sonra derede yaşama şansı neredeyse sıfırlanıyor.

DÜZ DUVARLAR YAPILIYOR

Dere dediğimiz sadece içinden akan su değildir. İçindeki taşlar, derenin içine sarkan bitkiler ve derenin içine kadar kök salan ağaçlar da o ekolojik sistemin bir parçasıdır. Bir çok balık ve canlı o altındaki boşluklarda, oyuntularda yaşamını sürdürür, saklanır, ürer ve gelişir. Biz bunların tamamını ortadan kaldırarak düz duvarlar yapıyoruz. O da HES’lerden kalırsa, dereleri içinden su akan kanal haline getiriyoruz.

BETON DÖKMEKLE OLMAZ

Peki bu ekolojik ve ekonomik mi? Sosyal anlamda bunun insanlığa faydası ne? ‘Efendim biz, dere yatağını ve tarım arazisini koruyoruz. Yolu koruyoruz’ diyorlar. Elbette koruyacağız ama bu böyle olmaz. Yani her yere beton dökmekle korumak olmaz. Önceden taşlarla kenarlara koruma yapılıyordu. Hayvanlar dereye indiklerinde bu taşlardan rahatlıkla karşıdan karşıya geçebiliyordu. Ama şimdi beton duvarların boyu yaklaşık 10-15 metreyi buluyor.

DUVARDAN AŞAĞIYA ATLIYORLAR

Hayvan susuz olduğu için o dereye gidiyor. Susuzluğunu gidermek için. Karadeniz ne kadar yağışlı bir bölge olsa da her tarafında su olan bir bölge değildir. Hayvanlar susuz kaldıklarında suya ulaşmak için kendilerini duvardan aşağıya atabilirler. Ayrıca bir başka hayvan tarafından herhangi bir saldırıya maruz kaldıklarında kendisini o dereden aşağıya atıyor. Ama o derenin içine düşünce hayvan kendini dışarı çıkarabilmek için 4-5 kilometre aşağı yukarı gidiyor.

ÇOK SAYIDA HAYVAN ÖLÜYOR

Hayvanlar o derenin içerisine 5 kilometre koşmakla o derenin içerisinde aslında çok sayıda hayvan ölüyor.  Bilinçli birkaç insanın kurtardığı hayvanların haricinde o deredeki birçok hayvan telef olup gidiyor. Eğer birilerinde Allah korkusu varsa, elbette dereler de önlem alınacak, elbette dere ıslahı yapılacak. Ama beton şeklinde olmaz.

SANTA VADİSİNE DE PLAN YAPIYORLAR

Karadeniz’de bir doğa turizmi yapıyoruz. Doğa turizmi içerisinde derenin yeri olmadan hiç turizm olabilir mi? Biz derelerin içine duvar yaptıktan sonra hangi doğa turizminde bahsediyoruz. Böyle bir doğa turizmi olabilir mi? Yanbolu Santa Vadisi Trabzon’un turizmin göz bebeklerinden birisi. Neredeyse Santa’ya kadar betonlanmak plan var.  Neden? ‘Islah yapıyoruz’ diyorlar. Neyin ıslahını yapıyoruz.

BİN LİRALIK YERE YÜZ BİN LİRALIK YATIRIM

Derelerde dilsiz canlıların, hayvanların ölümüne sebep olmakla çok büyük bir vebalin altına girildiği kesindir. Ayrıca yetimin hakkını oraya gömüp de bin lira para etmeyen tarlaya yüz bin liralık yatırım yaparak başka yerdeki ekonomik olarak karnı aç olan insanların hakkı yeniliyor. Günaha giriliyor. İdareci demek reel ekonomiye para aktarmak değildir; bütün insanların ihtiyaçlarını ortak akıl ile karşılamaktır. Reel ekonomi kadar toplumun sosyal yapısı, doğanın ekolojik yapısına uygun, sürdürülebilir yatırımlar ülkenin, bölgenin ve insanlığın yararına  olacaktır.

‘PARDON’ DEMEKLE OLMAZ

Kimse idarecinin işine karışmıyor ama ortak akıl ve ihtiyaç ile hareket edilmeli. Yarını kurtaracak projelerle yatırım yapılmalı. Yaptıktan sonra ‘Pardon’ demekle olmaz. Örneğin Uzungöl’e beton yapıp orayı havuza çevirmekle, Sera Gölü’ne beton yapıp ‘Pardon’ demek  bu milletin parasını çarçur etmektir. Yazaktır, günahtır ve haramdır. O dere yataklarına yapılan betonlarda büyük bir ihtimalle 5-10 sene sonra tekrar kaldırılacaktır. Ama o betonları oraya yapanlara da kimse kul hakkını helal etmeyecektir.

sonnokta gazetesi 

Son Güncelleme: 07.02.2018 09:54
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.