Saadet Partisi  il divan toplantısı yapıldı.Toplantıda konuşan Saadet Partisi İl Başkanı Cevat Kurt ,İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki gösterdi.

SAADET PARTİSİ SİYASETİN YILDIZI OLMAYA DEVAM EDİYOR

Milletimizin ve insanlığın saadeti için siyaset yapmak üzere 50 yıl önce yola çıkan Milli Görüş hareketinin temsilcisi Saadet Partisi, siyasetin yıldızı olmaya devam ediyor. Saadet Partisi, kutuplaşmanın, gerginliğin, çatışmacı üslubun hakim olduğu siyasete yeni bir ufuk açmış, siyaset kurumuna ve siyasetçiye duyulan güvenin azaldığı bir ortamda, halkımızın geleceğe umutla bakmasını sağlamıştır.Siyaseti günlük hesaplarla, popülizme teslim olmadan, milletin birlik, beraberlik, huzur ve refahını gözeterek yapan Saadet Partisi, halkımızın büyük kısmı tarafından takdir edilirken, bu siyaset tarzı, maalesef bazı çevreleri de rahatsız etmektedir.Bu çevrelerin başında da ülkeyi yöneten iktidar ve onun koalisyon ortağı gelmektedir.

KUTUPLAŞMADAN BESLENENLER SAADET PARTİSİNDEN RAHATSIZ OLMAKTADIR

Gerilimden ve kutuplaşmadan beslenen ve siyasetini bunun üzerine inşa eden bu çevreler, Saadet Partisi’ni halkımıza kötü göstermek için olmadık iftira, karalama ve ithamlara başvurmaktadır.Bu tahammülsüzlüğün son örneği, geçtiğimiz günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaşanmıştır.İstanbul Milletvekilimiz Nazır Cihangir İslam, komisyonda milletvekillerinin sorularını cevaplandıran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, son derece nazik bir üslupla bazı sorular sormuş fakat Sayın Bakan sorulara cevap vermek yerine tepki göstermiş ve olmadık iftira ve hakaretlerde bulunmuştur.

BU SAYIN BAKANIN İLK VUKUATI DEĞİLDİR

Bu olay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ilk vukuatı değildir. Daha önce de Genel Başkanımızı ve Saadet Partisi’ne oy verenleri, terörle irtibatlandırma gafletine düşmüştür. Milletin hafızasını yok sayan, adeta dalga geçen Sayın Bakandan, iftira etmeden, çarpıtmadan şu soruları soruyor ve cevabını bekliyoruz.

• Sayın Bakan; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanmak için kırmızı bültenle aranan, terörist başı Abdullah Öcalan’ın kardeşi, Mehmetçiğin katili Osman Öcalan’ı devletin televizyonu TRT’ye çıkarıp ondan medet umanlar kimdi?
• Halkımızı dehşete düşüren bu olay yaşanırken, İçişleri Bakanı olarak siz neredeydiniz? Neden bu katili yakalamadınız?
• İstanbul seçimlerinde HDP’nin tarafsız kalması için PKK lideri Apo’ya heyet gönderen kimdi?
• Sayın Bakan; bugün bazı muhaliflerinizi de PKK yandaşı, destekçisi ve terörist olarak itham ediyorsunuz. Peki, terör destekçisi olarak tanımladığınız HDP’ye bütçeden milyonlarca lira para veren kimdir?
• FETÖ elebaşının  televizyonunda DEHAP’ın meclise girmesi için barajın düşürülmesi gerektiğini söyleyen, savunan kimdi, açıklar mısınız?
• Aynı toplantıda, yeni Türkiye’de MHP’nin yeri yok diyen kimdi?
• Sayın Bakan; bugün muhaliflerinize, FETÖ’cü suçlamasında bulunuyorsunuz. Peki, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için Meclis’te yapılan oylamayı reddedenler kimlerdi? Söyler misiniz?
• FETÖ’nün televizyonunda bu karanlık yapıyı ‘hizmet hareketi’ olarak tanımlayan, Fethullah Gülen’e yönelik sözleri eleştiren, bunların derin devletin planı olduğunu söyleyen, Gülen’i ‘mümtaz bir şahsiyet’ olarak tanımlayan kimdi?
• Aynı televizyonda “Sayın Fethullah Gülen neden ABD’dedir, bu Türkiye’nin ayıbıdır” diyen kimdi? Paralel yapı için, “Ülkenin minnettar olması lazım gelen bir anlayışa yapılan çirkin saldırıları hazmedemiyorum” diyen kimdi? Lütfen cevaplar mısınız?
• Gülen için “Bitsin bu hasret”, “Ne istediniz de vermedim” diyen kimdi?
• Ankara’yı bu yapıya “parsel parsel satan” kimdi?
• Teröristbaşı Öcalan’a ‘sayın’ diye hitap edilmesinin önündeki engelleri kaldıranlar kimdi? Lütfen açıklar mısınız?
• 2004 yılında MGK’da ‘Fethullah Gülen grubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler’ gündeme gelmesine rağmen gereğini yapmayan, bu yapının devleti ele geçirmesine yardım edenler kimlerdi?

Siz bu övgüleri, methiyeleri düzerken, bu yapının tehdit olduğunu haykıran Milli Görüşçülere bu tür ithamlarda bulunmanız, kamuoyu nezdinde inandırıcı bulunmamakta ve tepkiyle karşılanmaktadır.50 yıldır FETÖ’yü ve tehlikesini anlattık, ama maalesef dikkate alınmadık. Gelinen noktayı herkes gördü. Şimdi de AKP’nin yaptıklarını anlatıyoruz, ‘birliğimiz zedeleniyor, toprak altımızdan kayıyor’ diyoruz, Allah korusun yine anlaşılmazsak yarın çok geç olabilir, endişemiz budur.

• Sayın Bakan, bugün insanüstü bir konum atfettiğiniz Sayın Erdoğan’a, “Sana gününü göstereceğiz” diyen, “Sayın Erdoğan sen kim, Menderes kim?” diyen kimdi?

Sayın Bakan kamuoyu bütün bu yaşananları unutmadı, unutmayacak.

BU ÖFKENİN SEBEBİ, KUTSAL DEĞERLERİN İSTİSMARINA KARŞI OLMAMIZDIR

Biz bu öfkenin, tahammülsüzlüğün nedenini biliyoruz. Bu milletin inancına, kültürüne, geçmişine değer veren ve bunları siyasetinin merkezine yerleştiren Saadet Partisi’ne AK Parti neden tahammül edemiyor biliyor musunuz?Biz bu değerleri savunurken AKP bunları istismar ediyor ve halkımız da bu gerçeği görüyor. İşte bu öfkenin, ithamların, iftiraların, hezeyanların sebebi budur.

SİYASETİ KONJONTÜRE GÖRE YAPANLAR BİZİ ANLAYAMAZLAR

Hak, hukuk, adalet anlayışıyla, milletimiz ve insanlık için siyaset yapan Saadet Partisi’ni, kendisi için siyaset yapanlar anlayamazlar.50 yıldır savunduğu ilkelerinden taviz vermeyen Saadet Partisi’ni, konjonktüre göre siyaset yapan, parti değiştirenler, dün hakaret ettiklerini bugün baştacı yapanlar anlayamazlar.Şu gerçeğe dikkatinizi çekmek istiyorum, Milli Görüş hareketi, 28 Şubat’ı yaşamış, partileri kapatılmış, lideri yasaklanmış olmasına rağmen ülke zarar görmesin, insanların burnu kanamasın diye bedel öderken AKP ve yöneticileri ise bir gün daha iktidarda kalmak için her yola başvurmakta, ülkenin ve insanların zarar görmesini umursamamaktadır. İşte aradaki fark budur.

BİZ HERKES İÇİN HAK, HUKUK VE ADALET DEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Biz ‘hak, hukuk ve adalet’ anlayışıyla siyaset yapmayı sürdüreceğiz. İlkelerimizden taviz vermeden, vatanın ve milletin birliği, bütünlüğü için siyaset yapacağız.Biz, bizim gibi düşünmeyen herkesin şiddet ve hakaret içermediği müddetçe fikrini açıklamasına da saygı duyuyoruz. Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değildir. Saadet Partisi olarak inandığımız çizgide siyaset yapmayı, doğruları savunmayı, yanlışların karşısında olmayı, aynı kararlılık ve cesaretle sürdüreceğimizden herkesin emin olmasını istiyoruz.